1 cm'den küçük olan nodüllere küçük nodül, 1-3 cm arası olan nodüllere büyük nodül ve 3 cm'den büyük olan nodüllere ise kitle adı verilir. Kanser riski genellikle 3 cm uzunluktan sonra oluşmaya başlar. Parankimal nodüllerinin hepsinde kanserli nodül oluşumu gözlenmez. Kanser teşhisi konulan
parankimal nodüllerin oranı için ortalama %10 civarı olduğunu söylemek mümkündür.
Parankimal Nodül ve Diğer Organlarda Görülme Olasılığı
Parankimal nodül çok farklı nedenlerle oluşur. Tiroit bezleri başta olmak üzere karaciğerde, böbreklerde ve akciğerlerde de görülebilir. Nodüllerin belirtileri meydana gelen organa göre farklılıklar gösterir. Nodülün büyüklüğü ve kişinin sağlığı belirtileri anlamak için en önemli etkenlerdir. Ancak nodüller büyüme gösterene kadar ya da enfeksiyonel bir rahatsızlığa neden olana kadar çok net anlaşılmaz. Genellikle farklı bir rahatsızlık için uygulanan tanı ve tedavi esnasında tespit edilir. Özellikle karaciğerde ve böbrekte meydana gelen parankimal nodüller bu özelliklere sahiptir. Meydana gelme sebebi genetik bozukluk olarak bilinir. Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkarak ergenlikte büyüme gösterir ve erişkinlik döneminde çoğalır. Nadiren de olsa enfeksiyon kapma sonucu da oluşabilir. Büyüme gösteren parankimal nodüller kişide şiddetli sancıya neden olur. Bu durum tiroit bezinde görülen nodüller de çok fazla rastlanmaz.
Parankimal Nodül Tedavisi
Parankimal nodül tedavisinde tanı ve teşhis için kullanılan yöntemler diğer nodüllerden farklı değildir.
Ses dalgaları sayesinde tiroit bezinin yapısını ve nodülün içeriğini katı ya da sıvı halde mi olduğunu anlamaya yarayan bir görüntüleme yöntemidir. Ultrason aynı zamanda takipte tutulan nodüllerin gelişimini izlemeye de yardımcı olur. Ultrason sonucu eğer nodül çok küçükse fizik muayene ile değerlendirme tavsiye edilebilir.
Nodül içerisinden bir iğne yardımıyla mikroskopta incelemek için parça alınmasıdır. İğne biyopsisi sonucu konulmuş tüm tanı %100 doğru sonucu verir. İncelemeler genellikle sitopatologlar tarafından yapılmaktadır ve sonuçları 4 farklı tipte raporlanır.
İyi Huylu Nodül: Bu türü sonuçlarda nodül büyüklüğü göz önünde tutularak 6 aylık periyotlarda kişi kontrol altına alınır. Her ne kadar sonuç korkutucu olmasa da eğer kişinin yemek borusuna baskı yaparak nefes almasını engelliyorsa cerrahi müdahale gerekebilir.
Kötü Huylu Nodül: Kanser riski oldukça yüksek olduğu için vakit kaybetmeden cerrahi müdahale gerektirir.
Belirsiz Nodül: Bu gibi durumlarda kanser riski %50'dir. Nodülde her an farklı yönlerde değişim gözlenebilir. O nedenle kısa süreli periyotlarda kontrol altında tutulur.
Tanısız Nodül: Tanı konulamayan kitleler için biyopsi işlemi tekrar edilir. Bu gibi durumlar genelde %10 ve altındaki bir değerede kanser riski taşıyan nodüllerde meydana gelir.
Tiroit sintigrafisi nodülleri iyot tutma yeteneklerine göre sınıflandırılır. Sintigrafide fonksiyon göstermeyen soğuk ve fonksiyon gösterenler ise sıcak nodül olarak isimlendirilir. Sintigrafi nodülün fonksiyonel durumuna bakmaya yardımcı olurken nodülün iyi huylu ya da kötü huylu olduğunu ayırt etmez.